ALKALİ iYONiZE SUYUN HASTALIKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Alkali İyonize Suyun Hastalıklar Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

“Artrit’ten diyabete ve kansere kadar düşünebildiğim tüm hastalıkların ortak noktası vücudun asiditesidir” Dr. Robert O. Young – Mikrobiyoloji ve Beslenme Uzmanı

Araştırmalar vücuttaki aşırı asiditenin tüm vücut sistemimizi zayıflatarak birçok değişik hastalığa neden olduğumu göstermektedir. Günümüzün aşırı stresli yaşam tarzı, yediklerimiz, içtiklerimiz ve çevre kirliliği neredeyse herkesi etkilemektedir. Bu koşulların yarattığı asidite vücudu yaşamsal organlardaki ve kemiklerdeki kalsiyum ve magnezyum gibi mineralleri çok hızlı tüketmeye zorlamaktadır. Vücut mineral rezervlerinin bu şekilde azalması vücudu savunmasız bırakır ve kemik yoğunluğu kaybı, mide ekşimesi, hazımsızlık, kan şekeri destablizasyonu, kilo alma ve benzer birçok rahatsızlığa neden olur. Vücut yeterli alkali mineral rezervlerine sahip olduğunda kendisini dengeler; bu durumda doğal olarak sağlıklıdır ve hastalıklara dayanıklıdır. Vücudun daha fazla alkali olması için yapabileceğiniz en iyi tercih alkali iyonize su içmektir. Bu vücudun pH dengesini doğal olarak düzenler, sağlık ve zindeliği artırır.

Alkali İyonize su içerek iyileştirilebildiği ve/veya oluşumunun engellendiği bildirilen hastalıklardan bazı örnekler.

OSTREOPOZ (Kemik Erimesi) : Kemiklerimiz, vücudumuzun kalsiyum bankasıdır.Vücudumuzda kalsiyum azaldığında kemiklerimizdeki kalsiyum kana geçer ve kemiklerde kalsiyum erimesi meydana gelir.Böylelikle kemikler, kırılgan ve gevrek bir hale gelir.Mineral zengini Alkali İyonize su ile östreopoza müdahele hızlı ve etkin bir yöntemdir.

DİYABET (Tip2) : Yaşlanmayla birlikte pankreasın çalışmasında yavaşlama meydana gelir. Vücudumuzda kalsiyum iyonlarının azalması insülin üretilme işlemini sekteye uğratarak kanın asidik duruma gelmesine sebep olur. Alkali İyonize su, içerdiği yüksek miktarda kalsiyum iyonları ile bu durumun düzelmesine yardımcı olabilir.

KANSER : Vücudumuzdaki bütün sağlıklı hücreler alkali, bütün kanserli hücreler asidik formdadır. Çevresel koşulları asidikleştiğinde bu koşullara uyum sağlayabilmek için beynimizin DNA kodları ile uyumsuz yapıya dönüşen hücreler kanseri tanımlamaktadır. Serbest radikallerin de kanser oluşumundaki yüksek etkisi bilinmektedir. Elektron eksiğini gidermek için hücre çekirdeğine saldıran serbest radikal hasarlarının ilki yaşlanma ise, ikincisi ve belki de daha tehlikelisi kanserdir. Alkali İyonize su serbest radikalleri nötralize etme kabiliyeti yüksek en güçlü antioksidandır.

KRONİK YORGUNLUK : Asidik kan oksijen taşıma kabiliyeti ve akışkanlığı azalmış kandır. Bu durum kalıcı yorgunluk duygusuna yol açmaktadır. Kanımızın pH değerini üst limitlerine taşımayı başardığımızda %65 daha fazla oksijen taşımasını sağlamış oluruz. Bir başka açıdan bakıldığında; kas yorulmasının temel sebebi performans sonucu ortaya çıkan laktik asit birikimidir. Bu birikimi tahliye etmenin ilk koşulu alkali koşullar içerisinde laktik asidi nötralize edebilmektir.

OBEZİTE : Bir bardak alkali suyun 1,5-2 saat içinde vücuttaki yağ yakan lipaz enzimini harekete geçirdiği görülmüştür.Bu çeşit bir kilo verme sistemi, diğer yöntemlere göre çok daha kalıcı etkin ve sağlıklıdır. Düzenli Alkali su içerek, uzun olmayan bir sürede 12-22 kilo arasında sağlıklı kilo veren çok sayıda obez kişi vardır.

ALERJİ : Hemen hemen bütün alerji tipleri antioksidan mineral eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Başta kalsiyum olmak üzere demir, manganez potasyum gibi minerallerin kanda iyonik formda bulunması pek çok alerjik reaksiyonu engelleyecektir.

EGZAMA : Cildin üst katmanlarında azalan kan dolaşımı ile birlikte mineral açısından beslenme yeteneği de azalmaktadır. Bu duruma hassasiyeti olan ciltler, egzama formunda reaksiyonlar vermektedir. Alkali İyonize su, kandaki iyonik mineralleri artırdığı gibi, kanın akışkanlığını ve damarların esnekliğini de olumlu yönde değiştirmektedir.

PRE-EKLAMPİK TOKSİMA : Alkali antioksidan su toksik arınma yani detoks açısından diğer su türlerine göre çok daha etkindir. Özellikle hamilelik döneminde toksin birikimi önemli riskler oluşturmaktadır. Bağışıklık sisteminin önemli destekleyicisi ve mikromoleküler yapısıyla olağanüstü bir detoks aracı olan Alkali İyonize su yardımı ile sağlıklı gebelik dönemi ve sağlıklı çocukların dünyaya gelmesi çok daha olasıdır.

HAMİLELİK BULANTISI : Hamileliğin başlangıcından itibaren annenin alkali rezervleri cenine geçmektedir. Bu durum anne vücudunun asidikleşmesine yol açmakta ve bulantılara yol açmaktadır. Kullanılabilir yapıda alkali mineral açısından en önemli kaynaklardan birisi Alkali İyonize sudur.

ARTRİT-GUT : Birçok artrit – gut hastalığının sebebi, eklemlerde aşırı derecede asit birikmesidir. Gut hastalığı eklemlerde ürik asit birikmesi ile oluşur. Alkali su içerek vücudun asidik durumu nötralize edildiğinde vücut bu türden sorunları kendi kendine çözümleyebilir.

KALP : Yüksek miktarda oksijen içeren ve daha az asidik atık taşıyan kan, göreli olarak daha akışkandır. Kalp bu yapıdaki kanı pompalamakta zorlanmaz. Potasyum ve magnezyum minerallerinin yoğun olarak alkali su ile alınması içe kalbin olağan sağlığı ve korunmasında son derece etkilidir.

DAMAR HASTALIKLARI : Kanın pH değerinin 7.2’ye düşmesi, komaya ve ölüme yol açabilen son derece riskli bir durumdur. Bunu engellemek için çok sayıda kan tamponu vardır. Asidik atıkların yağ depoları içerisine hapsedilmesi ve damarların iç çeperlerine yapıştırılması bu tampon yöntemlerden birisidir. Ancak bu durum, damar tıkanıklığı ve damarların esneklik kaybı gibi önemli sonuçlara yol açmaktadır. Alkali İyonize su içerek kanımızın pH seviyesini üst limitlerde tutabiliriz.

YÜKSEK KAN BASINCI : İç çeperlerinde yağ tamponları biriktirmiş damar daralacaktır. Birim zamanda daha dar bir alanda aynı miktarda kan akışı ise damarların iç yüzeyine uygulanan basıncı artıracaktır. Yüksek kan basıncının temel nedeni budur. Damarların iç çeperlerinde yağ birikimi alkali kan koşullarında gerçekleşmemektedir.

BÖBREK SORUNLARI : Vücudumuzun aşırı derecede asidik atık üretmesi sonucunda kanımızı olması gereken hafif alkali düzeyde tutabilmek amacıyla böbreklerimiz çok zorlanır. Nefrit, üre zehirlemesi, mesane hastalıkları vs gibi hastalıkların hepsi asidik ortamla ilişkili olup, düzenli bir şekilde alkali su içerek bu sorunlar iyileştirilebilir. Fazla miktarda alkali su içerek böbreklerde taş oluşumu önlenebilir hatta eğer böbrek veya mesanede taş varsa bunlar eritilebilir.

KABIZLIK : Kolon faaliyetleri florasının yapısına son derece duyarlıdır. Asidik atık birikimi kolon faaliyetlerini yavaşlatmakta, esneklik sorunları doğurmaktadır.

SİNDİRİM PROBLEMLERİ : Sindirim problemleri mide, barsak gibi organlarda aşırı asit birikmesi ile oluşur. Ülser de dahil olmak üzere bütün bu hastalıklar alkali suyun yardımı ile asiditeyi nötralize ederek çözüleblilir.

Hızlı Menü : Alkali Yaşam Kategorisi Ana Sayfa

You may also like...